Havza Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre, 1978’de Kum halkının İmam Humeyni’yi (r.a.) desteklemek amacıyla Pehlevi rejimine karşı gerçekleştirdiği 19 Dey (8 Ocak) kıyamının yıl dönümü münasebetiyle, bu sabah (Çarşamba) şehrin farklı kesimlerinden binlerce kişi, İmam Humeyni (r.a.) Hüseyniyesi’nde İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamaney ile bir araya geldi.
İslam İnkılabı Rehberi, bu sabah Kum halkından binlerce kişiyle yaptığı görüşmede, ABD’nin son 46 yıldır İran milletine yönelik yanlış hesaplamalarını ve politikalarını, 19 Dey kıyamını yanlış analiz etmelerinin bir devamı olarak nitelendirdi. Ayrıca bu tarihi kıyamdan ders alınmasının gerekliliğine işaret ederek, medyanın ve dijital platformların, “düşman gücüne dair yanılsamayı yıkma ve kamuoyuna direnç kazandırma” konusundaki kesintisiz, yoğun ve etkili çabalarının yanı sıra yetkililerin her ekonomik ve kültürel kararlarında milletin ve ülkenin çıkarlarına odaklanmasının bugünün temel ihtiyaçları arasında olduğunu belirtti. Ayetullah Hamaney, “Herkes umut ve artan çabayla, ekonomik ve ekonomik olmayan hedeflere doğru ilerleyen milli harekete devam etmelidir.” dedi.
Ayetullah Hamaney, Kum halkının 19 Dey’deki iman dolu ve cesur kıyamını, ülke tarihinin zirve noktalarından biri ve tüm “Allah’ın günleri” gibi ibretlerle dolu bir olay olarak değerlendirdi ve şu ifadeleri kullandı: “O günün en önemli dersi, Amerika’nın nasıl bir İran’ı istediğini ve neyi hayal ettiğini açıkça göstermesidir.”
İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamaney, 1978 yılının 10 Dey günü dönemin ABD Başkanı Carter’ın Tahran’a yaptığı ziyarete ve Carter’ın Muhammed Rıza Pehlevi’ye yönelik yalan övgülerine değinerek, Pehlevi İranı'nı “istikrar adası” olarak tanımlamasını hatırlattı ve şunları ekledi: “Carter’ın Amerika için ideal gördüğü 1978 İran’ı, dış politikada tamamen Amerika’ya tabi ve onların çıkarlarını gözeten, iç politikada rejime muhalif ya da farklı her kesimin şiddetle bastırıldığı, ekonomik olarak büyük petrol gelirine rağmen aşırı derecede sınıf ayrımının olduğu, bilim ve teknoloji alanında geri kalmış ve kültürel açıdan da her geçen gün Batı’nın yozlaşmış, ahlaksız bir kültürün yayıldığı bir ülkeydi.”
Ayetullah Hamaney, 19 Dey kıyamının, “Amerika’nın arzuladığı İran’ı” onların elinden aldığını vurgulayarak, “Amerika hâlâ o İran’ın hayalini kuruyor fakat Carter bu hayali mezara götürdüğü gibi diğer Amerikalılar da aynı sonu yaşayacak” dedi.
İslam İnkılabı Lideri, 19 Dey kıyamının ikinci dersini ise Amerika’nın hesaplama hatasını ortaya çıkarması ve onların İran gerçeklerini anlamaktaki yetersizliğini ispatlaması olarak açıkladı.
Ayetullah Hamaney, şu ifadeleri kullandı: “Amerika’nın görünüşüne aldanan ve Allah’ın kudretini ve İran milletinin büyüklüğünü unutanlar, Carter’ın İran’ı ‘istikrar adası’ olarak tanımlamasından yalnızca 9 gün sonra, Kum halkının kıyamının Amerika’nın İran’ı anlama konusundaki cehaletini ve geri kalmışlığını nasıl ortaya koyduğunu iyi anlamalıdır.”
Ayetullah Hamaney, İslam İnkılabı’nın “istibdadın en güçlü siperlerinden” doğmasını, Hz. Musa’nın (a.s.) Firavun’un sarayında yetişmesine benzeterek şunları söyledi: “Amerikalılar gaflete düştü ve İslam’ın büyük devrimi onların çıkarlarının sağlam kalesinden doğdu; tıpkı Firavun’un, Hz. Musa’nın (a.s.) kendi evinde büyüdüğünden habersiz olması gibi.”
İslam İnkılabı Rehberi, Amerika’nın İran’a yönelik hesap hatalarının 46 yıldır devam ettiğini belirterek, “Amerika’nın politikalarından korkanlar, bu korkudan kurtulmalı ve ABD rejiminin bu temel ve sürekli zayıf yönüne dikkat etmelidir.” dedi.
Ayetullah Hamaney, ABD’nin İran’a yönelik yanlış ve sonuçsuz politikalarından biri olarak yaptırımları örnek göstererek, “Yaptırımlarla İran’ı ekonomik olarak diz çöktürmeyi hedeflediler ancak İran milleti yaptırımlar altında bilim ve teknolojide en büyük ilerlemeyi kaydetti ve gençleri farklı alanlarda sahaya çıkardı.” ifadelerini kullandı.
İslam İnkılabı Rehberi, “Elbette yaptırımlar ülkeye zarar verdi ancak hedeflerine ulaşamadılar. İnşallah, İran milleti bu zararların hesabını da bir gün görecektir.” diye ekledi.
Ayetullah Hamaney İslam İnkılabı’nın, istibdadın beton duvarında bir çatlak yarattığını ve Batı’nın surlarını sarsıntıya uğrattığını vurgulayarak, “19 Dey kıyamının bir diğer dersi, halkın zihnini düşman propagandasına karşı bağışık hale getirmemiz gerektiğidir.” dedi.
Ayetullah Hamaney, 1978 yılının Dey ayında bir gazetede İmam Humeyni’ye (r.a.) hakaret içeren bir makalenin yayımlanmasının, Amerikalılar ve Pehlevi rejiminin bazı araçları kullanarak hedeflerine ulaşma çabalarının bir sonucu olduğunu belirtti ve şunları söyledi: “Onlar İmam Humeyni’nin (r.a.), Emirü’l-Müminin’in (a.s.) mübarek türbesinin yanından halka umut ve sıcaklık veren ‘dil kılıcını’ susturmak istiyorlardı. Ancak Kum halkı, Amerika ve Pehlevi propagandasına karşı uyanık ve agah davranarak bu girişimi boşa çıkardı.”
İslam İnkılabı Rehberi, Amerikalıların propaganda yazılımlarını askeri donanımlarla elde ettikleri sonuçları pekiştirmek için binlerce kat artırdıklarına dikkat çekerek, “Gazze’de on binlerce insanı katlettiler ama direnişi askeri güçle yok edemediler. Lübnan’da ise Seyyid Hasan Nasrallah gibi liderleri ve diğer komutanları şehit ettiler, fakat Hizbullah yok olmadı ve yok olmayacak.” dedi.
Ayetullah Hamaney, tebliğ ve açıklama faaliyetlerini son derece önemli bir unsur olarak nitelendirerek şöyle devam etti: “Düşman yalanlar uydurarak, gerçek ile halkın düşünceleri arasına mesafe koyarak ve diğer yöntemlerle kamuoyu üzerinde etkili olmaya çalışıyor. Bu nedenle bugün, radyo-televizyon kurumu, Kültür ve İrşad Bakanlığı, tüm kültürel-tebliğ organları ve dijital platformlarda faaliyet gösterenler, düşmanın güç yanılsamasını ortadan kaldırmalı ve halkı onun yalanlarına, tehditlerine ve çarpıtmalarına karşı korumalıdır.”
İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamaney, istikbarın doğasının geçmişe kıyasla değişmediğini vurgulayarak şunları söyledi: “Kimse bugünkü Amerika ve Siyonist rejimin, geçmiştekilerden farklı olduğunu sanmasın. Elbette yöntem ve araçları bin kat daha çeşitli ve yaygın hale geldi ancak biz de buna karşı bin kat daha uyanık ve dikkatli hareket etmeliyiz.”
Ayetullah Hamaney, kamuoyunu bilinçlendirme ve koruma ihtiyacının altını çizerek şöyle devam etti: “Mesele şu ki, düşmanın sözlerine asla inanmayalım. Düşmanın kamuoyunu etkilemek için propaganda yoluyla dile getirdiği her şeyin yalan ve aldatıcı olduğunu bilip derhal reddetmeliyiz.”
İslam İnkılabı Rehberi, İran’ı stratejik bir zirve olarak nitelendirerek şu değerlendirmede bulundu: “İran, doğal zenginlikler, dünyanın ortalamasının üzerinde insan kaynağı ve hem coğrafi hem de siyasi olarak önemli bir konuma sahip olması nedeniyle dünyada özel bir yere sahiptir. Ancak yaklaşık 80 yıl önce, birkaç on yıl boyunca Amerika’ya ait bir ülke haline gelmişti. İslam İnkılabı, bu ülkeyi Amerika’nın pençesinden kurtardı ve işte bu nedenle Amerika’nın devrime olan öfkesi dinmiyor.”
Ayetullah Hamaney, bazı kişilerin “Neden İran, Avrupa ülkeleriyle ilişkisi ve onların Tahran’daki elçilikleri olmasına rağmen Amerika ile müzakere yapmıyor?” şeklindeki sorularına da yanıt verdi: “İnkılap öncesi İran, Amerika’nın mülküydü. İslam İnkılabı, bu büyük siyasi ve ekonomik serveti onların elinden aldı. İşte bu nedenle Amerika’nın devrime duyduğu kin derindir ve bu, Avrupa ülkeleriyle olan durumdan çok farklıdır.”
Ayetullah Hamaney, Amerika’nın son 46 yılda büyük maliyetlere rağmen İran’ı geri alamamasını, onların İran milleti ve İslam Cumhuriyeti’ne olan kinlerinin bir başka sebebi olarak gösterdi ve şunları ekledi: “Amerika, bu ülkede yenildi ve bu yenilginin intikamını almaya çalışıyor. Bu yüzden İran halkına karşı elinden gelen her türlü düşmanlığı yapıyor.”
İslam İnkılabı Rehberi, istikbarın özellikle de ABD yönetiminin tüm ülkelerden ve İslam Cumhuriyeti yetkililerinden istediği temel şeylerden birinin, çeşitli meselelerin tasarımında kendi çıkar ve beklentilerini gözetmek olduğunu belirterek şu uyarıda bulundu: “Amerika’nın bu temelsiz beklentisine boyun eğmek, ülkedeki halk iradesine ve cumhuriyet anlayışına tehdit oluşturur. Halk, yetkililere kendi çıkarlarını savunsunlar diye oy verdi, Amerika’nın çıkarlarını değil. Bu yüzden, ekonomik konular, enflasyon, üretim ve döviz gibi meselelerde; kültürel konularda, örneğin hicap meselesinde karar alırken, sadece İran halkının ve İslam Cumhuriyeti’nin çıkarlarını gözetmelidirler. Amerika ve Siyonistlerin çıkarları asla dikkate alınmamalıdır, çünkü onlar halkımızın ve İslam Cumhuriyeti’nin kökten düşmanıdır ve hayalleri İran’ın yıkımıdır.”
Ayetullah Hamaney, Cumhurbaşkanı’nın Siyonist rejim ve Amerika’nın Siyonistlerin suçlarına verdiği desteklere karşı açık, kesin ve cesur duruşundan memnuniyetini dile getirerek, “Bu tutum halkın yüreğini ferahlattı.” dedi.
İslam İnkılabı Rehberi, düşmanın gençleri umutsuzluğa sürükleme çabalarına karşı umudu diri tutmanın hayati önem taşıdığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: “İlahi hidayet ve yardıma, milletlerin Allah tarafından olan gücüne güvenmeliyiz. Tüm tebliğciler ve konuşmacıların en önemli hedefi, kalplerde umudu yeşertmek ve umutsuzluk veren sözlerden kaçınmak olmalıdır.”
Ayetullah Hamaney, İmam Humeyni’nin (r.a.) 19 Dey olayından sonra Necef’ten gönderdiği mesajda, İran milletine zafer müjdesi vermesini, İmam’ın umut konusuna verdiği önemin bir örneği olarak değerlendirerek şunları söyledi: “O gün, İmam’ın inkılabın zaferini müjdelediğinde kim inanırdı ki inkılap başarılı olacak ve İslam Cumhuriyeti gibi büyük ve öncü bir güç bu bölgede ortaya çıkacak? Bu güç, Batı’nın birçok saldırısını ve kötü niyetli planını engelleyecekti. Kim, bir gün Batı ülkelerinde ve hatta Washington’da Amerikan bayrağının yakılacağını hayal edebilirdi?”
İslam İnkılabı Rehberi, ülkenin ekonomik geleceğini de uzmanların ve gerçeklerden haberdar olanların gözünde umut verici olarak nitelendirdi: “Bazıları, yüzde sekizlik ekonomik büyüme hedefini imkansız görüyor. Ancak kısa süre önce Cumhurbaşkanı’nın da ziyaret ettiği ekonomi fuarında, bu büyümenin dışa bağımlı olmadan mümkün olduğu dile getirildi ve ispatlandı. Cumhurbaşkanı da bu uzmanların görüşlerini tekrar etti.”
Ayetullah Hamaney, umudun sonuç vermesi için çabanın ve azmin gerekliliğine vurgu yaparak: “Umudu diri tutarak ve azimle çalışarak, ülkenin ilerlemesi için gereken şartları sağlamalıyız,” dedi.
İslam İnkılabı Rehberi, konuşmasının sonunda bölgedeki olayların özellikle Suriye’nin, Filistin meselesinin önemini gölgede bırakmaması gerektiğine dikkat çekti ve şu ifadeleri kullandı: “Direnişin ana dayanağı, Siyonist rejimin habis planlarına karşı durmaktır.”
Son olarak, direnişin canlı kalması ve her geçen gün güçlenmesi gerektiğinin altını çizerek, “Biz Gazze, Batı Şeria, Lübnan, Yemen ve Siyonist rejime karşı direnen her noktadaki direnişi destekliyoruz.” dedi.
Your Comment