Havza Haber Ajansı’nın haberine göre, “Gökyüzünden Yeryüzüne Bir Işık” adlı kitap, Kur’an-ı Kerim üzerinde yapılan araştırma ve incelemelerle çevre konusu üzerine yazılmıştır.
Kur’an-ı Kerim, İslam dininin ilk ve en önemli kaynağı olarak çevre ve çevresel konulara dair derin bir bakış açısı sunmaktadır. Kitapta, Kur’an’da çevreyle ilgili 750’den fazla ayet bulunduğu belirtilmektedir. İslami araştırmacılar dini, savunma, tebliğ ve bilimsel amaçlarla çevre sorunlarını dini açıdan incelemişlerdir. Hali hazırdaki çalışmaları dinî, ahlâkî, hukûkî, felsefî ve fıkhî olmak üzere beş ana başlık altında ele almış ve bu çalışmalar kitap, tez ve makale formatında yayımlanmıştır.
Çevre üzerine yazılmış birçok kitap ve makale incelendiğinde, bazı zayıf noktalar da göze çarpmaktadır. Bunlar arasında yazarların konudan sapmaları ve gereksiz uzun açıklamalar yapmaları, ayrıca çevreyle ilgili ayetlerin ayrı ayrı incelenmemesi yer almaktadır. Ancak yazar bu eksikliklerden kaçınarak, çevre konusunu ele alan ve belirtilen zayıf noktaları içermeyen bir kitap kaleme almayı başarmış; ayrıca çevreyle ilgili ayetleri ayrı ayrı incelemeye özen göstermiştir.
Kur’an’da Çevre
Bu araştırmanın amacı İslam’ın çevreye dair bakış açısını Kur’an-ı Kerim’de keşfetmektir. İslam dini çevreyle ilgili duyarsız değildir ve ona özel bir kutsiyet atfetmektedir. Kur’an’da çevre konusuyla ilgili çok sayıda açık ifade ve işaret bulunmaktadır. Bu nedenle bu konuyu incelemek ve analiz etmek, İslam’ın çevre hakkındaki görüşlerini net bir şekilde ortaya koyarak, bu alanda daha etkili programlar ve politikalar sunmaya yardımcı olabilir.
Kur’an-ı Kerim’in çevreye dair kapsamlı öğretilerini anlamak gibi konularda iki büyük müfessir, Allame Tabatabai ve Allame Cevadi Amulî’nin görüşlerini öğrenmek hedeflenmiştir. Bu müfessirler, çevre ile ilgili ayetlere derinlemesine bir şekilde yaklaşmışlardır. Bu kitabın bir diğer hedefi, Kur’an-ı Kerim’in çevreyle ilgili ayetlerini pratik bir şekilde uygulamaktır.
Kitap, birinci bölümde üç ana başlıktan oluşmaktadır: Kavramlar, Teorik Sistem ve Kaynaklar. Yazar, ilk bölümde çevre, çevre kavramı, çevre bileşenleri, sürdürülebilir çevre geliştirme, çevre yönetimi ve çevre etiği gibi konuları ele almıştır. Çevre konusundaki çeşitlilik ve bu terimin yeni oluşu nedeniyle farklı tanımlar yapılmıştır. Ancak yazar çevreyi şu şekilde tanımlamaktadır: Çevre, bir birey veya türün yaşamını etkileyen ya da ondan etkilenen doğal, fiziksel ve kimyasal unsurların ve faktörlerin toplamıdır.
Çevrenin Fıkhî Temelleri
İkinci bölümde, çevrenin fıkhî temelleri ele alınmıştır. Bu bölümden çıkarılabilecek temel nokta, ilahi dinlerin çevre ve çevresel konulara büyük bir önem verdiğidir. İslam dini de bu dinlerden biridir ve çevreye özel bir yer atfetmiştir. Kur’an-ı Kerim, çevreyi kutsal kabul etmekte ve çevresel unsurları Allah’ın ibadetine ve tesbihine bağlı olarak görmektedir. Kur’an’da çevre o kadar önemli bir konudur ki doğanın unsurlarına yemin edilmiştir. Kur’an-ı Kerim, doğayı Allah’ın kudretinin yüceliğini gösteren bir sahne olarak kabul etmekte ve çevreyle ilgili çok sayıda konuya değinmektedir. Bu konular arasında yağmurun yağma şekli, toprakların canlanması, ağaçların filizlenmesi, canlıların beslenme ihtiyaçlarının karşılanması, doğa manzaralarının güzelliği, göklerin yaratılması gibi başlıklar bulunmaktadır. İslam, çevrenin korunması konusunda büyük bir vurgu yapmış ve insanları çevreyi korumaya teşvik etmiştir.
Üçüncü bölüm ise çevrenin kaynaklarıyla ilgilidir ve su, toprak, dağ, orman, rüzgar, yağmur, hayvan hakları ve cihad konuları hakkında ayetler ve hadisler üzerine durulmuştur.
Allame Tabatabai ve Allame Cevadi Amulî’nin Perspektifinden Çevre Ayetleri
Bu kitabın ikinci bölümü, Allame Tabatabi ve Allame Cevadi Amulî’nin perspektifinden çevre ile ilgili ayetleri inceleyip analiz etmektedir. Ayrıca bu bölümde her iki âlimin doğal kaynakların ve çevrenin gelişim modeli üzerine yaklaşımları ele alınmıştır. Allame Tabatabai ve Allame Cevadi Amulî’ye göre, çevrenin gelişmesinin ve çevresel kaynakların tahribatının önlenmesinin en önemli faktörü, çevre etiği ve takvadır. Bu büyük âlimlere göre takva ve etik eksikliği, çevreyi yok etmekte ve nesilleri tahrip etmektedir. Allame Cevadi Amulî, yer yüzünü imar etmek ve geliştirmek için örneğin tarım, hayvancılık gibi faaliyetlerde, iman etmenin temel şart olduğunu belirtir, çünkü iman insanı tahribattan korur.
Kitabın diğer bir bölümünde ise İslam perspektifinde çevre etik ilkeleri şu şekilde açıklanmıştır: Çevre, Allah’ın yaratıp işaret ettiği bir ayettir bu yüzden onun korunması, Allah’ın ayetlerinin korunması gibidir. Doğanın parçaları sürekli olarak Yaratıcılarını yücelterek tesbih etmektedirler, ancak insanlar bu gerçeği çoğu zaman fark etmeyebilirler. İnsanlar dışında da dünyada yaşamaya devam eden varlıklar vardır ve bu varlıklar saygıyı ve korunmayı hak ederler. Tüm insani ilişkiler adalet ve iyilik üzerine kuruludur, bu nedenle diğer varlıklarla şefkat ve adaletle muamele edilmelidir. Evrenin her şeyi, nicelik ve nitelik bakımından yaratılışın maslahatına uygun olarak oluşturulmuştur; bu nedenle insanlar bu düzeni ve faydayı anlamalı ve korumalı, böylece dünya üzerindeki denge korunmalıdır. Doğa yalnızca mevcut nesil için değil aynı zamanda tüm nesiller için Allah’ın bir armağanıdır.
Your Comment