Havza Haber Ajansı'nın Tahran muhabirinin bildirdiğine göre İslam Devrimi Muhafızları Ordusu'nun Velayet-i Fakih Temsilcisi Hüccetü'l İslam vel-Müslimin Abdullah Hacı Sâdıki bugün sabah (10 Aralık) Kültür Külliye'sinde düzenlenen Mustaz'afların Gönüllü Askerlerinin Namazı seminerinde, namazın, Allah'ın gazabına uğrayanlardan ve doğru yoldan sapanlardan uzaklaşmak anlamına geldiğini belirterek şöyle dedi: "Namaz öncelikle kendi içimizde gerçekleşmelidir. Herhangi bir iş için Allah'a sığındığımızda, namazı en iyi eylem olarak göreceğiz ve Allah'tan daha büyük, güçlü ve yetenekli birini tanımayacağız."

Hüccetü'l İslam vel-Müslimin Hacı Sâdıki namazın yaşam tarzının düzeltilmesinde etkili olduğunu belirterek şöyle dedi: "Namaz aracılığıyla toplumda tesettüre önem vermeme, takvasızlık, iftira ve bazı çirkin davranışlar düzeltilebilir ancak bu, içten bir namazla olmalıdır. Bazı insanların namaz kıldığını ama bu sorunlara düçar olduklarını görüyorsanız, bunun nedeni onların sadece namazın dış yüzeyinde kaldıkları ve namazın gerçek anlamına ulaşamadıklarındandır."

İslam Devrimi Muhafızları Ordusu'nun Velayet-i Fakih Temsilcisi şunları ekledi: "Namaz, Allah’a olan sevgi ve zevk arayışının bir aracıdır. Namaz aracılığıyla Allah ile bağ kurarız, eğer namaz aşk dolu ve ibadet anlayışına sahip olursa, insanı amacına ulaştırır; bu nedenle namaz kılmak sadece namazın dış görünümüne ve şekline bağlı olmamalıdır, aksine namazın özüne ulaşmalıyız."
Hüccetü'l İslam vel-Müslimin Hacı Sâdıki devamında bölgedeki olaylar hakkında şunları söyledi: "Yaşananlardan endişelenmeyin ve bilin ki bu tür iniş çıkışları çok yaşadık; ancak buna rağmen, direniş cephesindeki durumumuz asla değişmemiştir. Elbette İran İslam Cumhuriyeti'nin pozisyonu yarın, İslam Devrimi'nin Yüce Lideri tarafından ifade edilecektir."
Hüccetü'l-İslam ve'l-Muslimin Hacı Sâdıki, işgalci Siyonist rejimin ve emperyalizmin yok edilmesi için mücadele etmeye devam ettiklerini vurgulayarak şöyle dedi: "Allah, âlemi sonuncu hüccetinin zuhuru için hazırlamakta olduğundan bazı olaylar meydana geliyor."

Hüccetü'l-İslam vel-Muslimin Hacı Sâdıki devamında şunları söyledi: "Düşman bazen pozisyonları ele geçiriyor, ancak önemli olan, direniş söyleminin zarar görmemesidir; çünkü yenilgi, iradenin kırıldığı zaman gerçekleşir. Bu nedenle, düşman Suriye'yi ele geçirmiş olsa da direniş için büyük bir engel oluşturmuş olsa da, direniş durmamıştır."

İslam Devrimi Muhafızları Ordusu'nun Velayet-i Fakih Temsilcisi, söylemimizin emperyalizm cephesi karşısında zarar görmediğini belirterek şunları söyledi: "Gazze 50 bin şehit verdi, ama ayakta kaldı; çünkü söylemi zarar görmedi ve bu, direniş söyleminin, diğer tüm söylemler karşısında sabit olduğunu gösteriyor."

Hüccetü'l-İslam vel-Muslimin Hacı Sâdıki şöyle ekledi: "İslam Devrimi'nin Yüce Lideri, son ziyaretinde gençlerin huzurunda, gönüllü asklerlerin özünü iki özellikte gördü: Allah'a inanma ve öz güven. Öz güven de Allah'a inanmaya dayanır; yani Allah'a inanan biri, kendisine de inanır; çünkü bu, gönüllü askerlerin (besic) yenilmez, sızmaz ve devrim siperinin ön saflarında kalıcı olmasını sağlar."

Hüccetü'l İslam vel-Müslimin Hacı Sâdıkı: "En önemli güçlendirici unsur Allah'a inanmaktır. Namaz, Allah'a inanmanın bir pratiğidir; namaz, sadece Allah’a sahip olduğumuzu kabul etmek, yalnızca O'ndan emir almak ve yalnızca O'na güvenmek demektir. Allah, gönüllü askerleri (Nimet verdiklerinin yolunda) tutar ve (gazaba uğramışların) yoluna düşmesine izin vermez."
İslam Devrimi Muhafızları Ordusu'nun Velayet-i Fakih Temsilcisi: "Gönüllü askerin (besic) Allah'a inanması, sahada 'Velayet' ile açığa çıkar; velayet, Allah'ın rabbi tevhidinin tezahürüdür ve Allah merkezli olmanın başka bir yolu yoktur; çünkü o, hükümleri, yasaları ve Allah'ın egemenliğini açıklayan kişidir."