Sunday 15 December 2024 - 15:32
Bugünkü Suriye’nin durumu, direnişin bedelini ödemek istemeyenlerin geleceğidir

Havza / Kum İlim Havzası Âlimler Cemiyeti: “Suriye’nin bugünkü durumu, direniş ve dayanışmanın bedelini ödemek istemeyen herkesin geleceğini yansıtmaktadır.”

Havza Haber Ajansının haberine göre, Kum İlim Havzası Âlimler Cemiyeti, Suriye’deki son olaylar ve gelişmelere ilişkin yayımladığı detaylı bildiride şu açıklamalarda bulundu:

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

Son günlerde Suriye’de yaşanan olaylar dikkatleri bu önemli ve stratejik bölgeye çekmiştir. Direniş ekseninin kilit ülkelerinden biri olan Suriye, Hazreti Zeyneb (s.a.) ve Hazreti Hüseyin’in (a.s.) kızları gibi kutsal türbelerin varlığıyla, özellikle Şiiler başta olmak üzere tüm İslam ümmeti için ayrı bir öneme sahiptir. Bu bağlamda Kum İlim Havzası Âlimler Cemiyeti, bölgenin koşullarını ve gelecekteki gelişmeleri açıklığa kavuşturan Devrim Rehberi Ayetullah Hamaney'e takdirlerini sunarak şu hususlara dikkat çekti:

1. Siyonist rejimin, Suriye’nin askeri ve ekonomik altyapılarını tahrip etme ve bu ülkeyi işgal etme yönündeki saldırıları tamamen gayrimeşru, yasa dışı ve insanlık dışı bir suçtur. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve İslam ülkeleri bu menfur eylemi güçlü bir şekilde kınamalı ve net bir tavır sergilemelidir.

2. Suriye’nin bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne kayıtsız kalmak ve halkın taleplerine karşı duyarsız davranmak bu ülkenin parçalanması ve coğrafi olarak yok edilmesi riskini doğuracaktır. Eğer bu tehdidin önüne hemen geçilmezse diğer ülkeler de İsrail’in ve tekfirci grupların emellerinden güvende olmayacaktır. Bu durum bölgesel bir krizden küresel bir felakete dönüşecektir.

3. Tekfirci aşırılık ve şiddet geçmişine bulaşmış olan dış güçlere bağlı siyasi ve askeri gruplar, bugün ABD ve Siyonizm’in açık yönlendirmesiyle bazı komşu ülkelerin iş birliği sonucu Suriye’de etkin hale gelmiştir. Bu durum Suriye halkı ve ülkenin geleceği için büyük endişeler doğurmuş, pek çok kadın ve çocuğun yerinden edilmesine sebep olmuştur. Mülteci sorununun küresel düzeyde ihmal edilmesi acı verici bir insani felakete yol açacaktır. Yiyecek ve barınma eksikliği ile tekfirci grupların insanlık dışı eylemlerinden kaynaklanan can güvenliği tehlikesi, mültecilerle ilgili temel kaygılar arasında yer almaktadır.

4. Direniş cephesi, bu aşamada Allah’ın yardımı ve desteği ile İsrail’e karşı birleşik mücadele hattında faaliyet göstermeye devam etmektedir ve Suriye hükümetinin düşmesinden kaynaklanabilecek zararlar karşısında pasifleşmeyecektir. Allah yolunda direniş ve mücadele, zulme karşı fıtri bir kavramdır. Müminler, istikbar ve Siyonizm’e karşı mücadelede ne zayıflatılabilir ne de ortadan kaldırılabilir.

5. Suriye gençleri ve hatta diğer İslam ülkelerinin gençleri, işgale karşı direnişe gönülden bağlıdır. Çok yakında bu gençlerin filizlenip büyümesiyle, direnişin pak ağacı (şecere-i tayyibe) daha da güçlenip dallanıp budaklanacaktır.

6. İstikbar cephesinin medya organları, tekfirci grupların karanlık geçmişini silmek ve onların imajını aklayarak dünya kamuoyunu yanıltmak için yoğun bir propaganda yürütmektedir. Düşmanların bu iki yüzlü davranışı, Suriye’ye olan düşmanlıklarının ve yıllardır bu ülkeye uygulanan yaptırım ve tehditlerin, yalnızca direniş cephesine olan desteğinden kaynaklandığını açıkça ortaya koymaktadır. Siyonist düşünce kuruluşlarının ürünü olan Amerikan İslamı, İsrail ve Amerika için hiçbir tehdit oluşturmamaktadır.

7. Halkımız şunu unutmamalıdır: Düşmana karşı geri adım atmanın, yorgunluk göstermek ya da zayıflık sergilemenin sonuçları ağırdır. Bugün Suriye’de yaşananlar direnişin bedelini ödemekten kaçınan herkesin yarınıdır. Suriye’deki gelişmeler düşman karşısında yılgınlık göstermenin ve taviz vermenin ne denli acı ve telafisi imkânsız sonuçlar doğuracağını açıkça ortaya koymuştur.

8. Bugüne dek canıyla ve malıyla direniş cephesine ve dünya mazlumlarına öncülük eden aziz İran halkı, Suriye’deki mültecilere de el uzatacak, “Dayanışma İçindeki İran” kampanyasıyla mazlumların yanında durmaya devam edecektir.

9. Allah, direniş cephesinin en iyi destekçisi ve koruyucusudur; O, vaatlerinde daima sadıktır. Son zafer ve ilahi yardım, “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” ilkesine bağlı kalarak hak yolunda kararlılıkla mücadele edenlerin olacaktır. İran milleti, defalarca kez “Rabbimiz Allah'tır deyip sonra da doğrulukta devam edenler” ayetinin bir örneği olduğunu kanıtlamıştır.

Gelecek, hak cephesinindir. Allah’ın izniyle, Hz. Mehdi’nin (a.c.f.) lütufları ve Devrim Rehberi’nin (Allah gölgesini daim kılsın) rehberliğiyle zafer günleri yakında gelecektir.

Kum İlim Havzası Âlimler Cemiyeti

Tags

Your Comment

You are replying to: .