Havza Haber Ajansı’nın aktardığına göre TRT Uluslararası Belgesel Ödülleri’nin 15. döneminde Anadolu Ajansı ile özel bir röportajda Liam Cunningham, adaletsizliğe karşı mücadeleye olan bağlılığını tutkuyla anlattı ve İrlanda’nın Britanya işgali altındaki tarihine ve kişisel deneyimlerine değindi.

İşçi sınıfında büyüdüğünü hatırlatan Cunningham, babasının işverenleri tarafından yapılan adaletsiz davranışları gözlemlemesinin kendi ahlaki değerlerini nasıl şekillendirdiğini açıkladı ve şunları vurguladı: “Nerede adaletsizlik görürsem, susmamaya karar verdim.”

Dünya çapında tanınan bir oyuncu olarak, bu ününü sesini daha yüksek çıkarmak için bir fırsat olarak gördüğünü belirten Cunningham, bunu ahlaki bir sorumluluk olarak kabul ederek “Kolay bir hayat yaşayabilirdim ve nispeten başarılı bir oyuncu olmaktan keyif alabilirdim, ancak vicdanım buna izin vermiyor. Konuşmalıyım” dedi.

İrlanda Tarihi ve Gazze ile Empati

Cunningham, Britanya’nın işgali altındaki uzun İrlanda mücadelesinin, İrlanda halkında Gazze’yle derin bir empati oluşturduğuna güçlü bir şekilde inanıyor.

19. yüzyıldaki Büyük Kıtlık’a, İrlanda’nın milyonlarca insanını açlık ve zorunlu göç nedeniyle kaybetmesine atıfta bulunan Cunningham, “Biz, işgalin neye yol açabileceğine dair mükemmel bir örneğiz” dedi.

İrlandalı oyuncu, Winston Churchill’in liderliğindeki Bengal Kıtlığı gibi benzer felaketlere de dikkat çekerek, “Biz Britanya hükümetinin kontrolü altındaydık ama bu işgal sadece İrlanda’ya ait değildi” şeklinde konuştu. Cunningham kararlı bir şekilde şunları söyledi: “İşte bu yüzden işgal beni iğrendiyor, çünkü ırk ayrımcılığı, insanlığa karşı suçlar ve şu anda gördüğümüz gibi soykırımı içeriyor.”

Filistin’e destek veren ünlülerin olumsuz tepkilerle karşılaştığına dair bir soruya, “Ne yapabilirler? Hayatımı geçindirmek için yaptığım şeyi, yani oyunculuk fırsatını benden mi alacaklar? Biz rol yapıyoruz, hikayeler anlatıyoruz. Ne yapmak istiyorlar? Fikirlerimi ifade ettiğim için beni sokakta mı vuracaklar? Onların hiçbir gücü yok. Tek güçleri, onlara verdiğimiz güç kadar.”

Cunningham, korktuğu için susanları eleştirerek, “Ben daha çok korkak ve susan insanlardan endişeleniyorum. Televizyona bakıp ‘Ne korkunç! Hadi bir yemek programı izleyelim’ diyen insanlar bunlar. İşte bunlar beni hayal kırıklığına uğratıyor” dedi.

Adaletsizliği Vurgulamada Anlatma Gücünün Rolü

Cunningham için anlatıcılık – ister film, tiyatro, ister televizyon aracılığıyla – adaletsizliği açığa çıkarmak için güçlü bir araç. İrlandalı oyuncu sözlerini şöyle sürdürdü: “Hepimizin aynı olduğunu kanıtlamak için belgeseller yapmak zorunda kalmamız bir bakıma üzücü. Gazze halkı, aslında biziz. Nereye gidersem gideyim, bana gösterilen nezaket sayesinde kendimi rahat hissediyorum. Çoğu insan aynıdır; insanlar eğitim, sevgi, iş ve aile peşindedir.”

Game of Thrones’taki rolü ile gerçek adalet mücadelesi arasında benzerlikler çizen Cunningham şunları ekledi: “Game of Thrones, gücün doğası ve gücün beraberinde getirebileceği yozlaşmış özellikler hakkında bir hikayeydi. Güce çok dikkat edilmelidir.”

Drama’nın toplum için bir ayna, belgeselin ise dünyaya açılan bir pencere olduğunu belirten Cunningham, anlatıcılığın kalıcı gücünü vurguladı ve Mevlana gibi şairlerin eserlerine övgüde bulunarak, onların sözlerinin imparatorluklardan daha uzun süre devam ettiğini söyledi.

Cunningham "İşte bu kelimeler ve hikayelerdir ki bir millete ölümsüzlük kazandırır ve bu yüzden kültür ve sanat, biz insanlar için değerli ve önemlidir.” şeklinde konuştu.

Medyaya Sert Eleştiri

Cunningham, medya pasifliğini eleştirerek şunları söyledi: “Sadece oyuncular ya da komedyenler adaletsizlik hakkında harekete geçmemeli; bu medyanın işidir, sadece onlar işlerini yapmıyorlar. Zenginler kendilerinden utanmalılar. Basını satın almış ve onlara hangi hikayeleri yayınlayacaklarını dikte ediyor. Merak ediyorum, medya ne oldu da cesaretini kaybetti!”

Cunningham, toplu bir eylem çağrısı yaparak insanlara suskunluklarını bozma çağrısı yaptı ve sözlerini şu şekilde tamamladı: “Eğer şimdiye kadar bir şey söylemediyseniz, lütfen, lütfen konuşun. Bu katliam durmalı. Daha önce de söylediğim gibi biz uzun zamandır ateşkes istiyoruz ve şimdi öyle bir noktaya geldik ki, ‘Lütfen ateşkesi başlatın’ dersem, siz de ‘Ateşkesi hangi bölgeden başlatmak istersiniz? Lübnan, Suriye veya Gazze mi?’ diyebilirsiniz.”

Cunningham, “Bir süre sadece Gazze’ydi, ama şimdi genişledi ve eğer insanlar ayağa kalkıp ‘yeter’ demezse durum daha da kötüleşecek” diye ekledi.