Havza Haber Ajansı‘na göre, İslami İlimler ve Kültür Araştırma Merkezi Başkanı Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Necef Lekzayi, 15 Aralık Pazar günü Kum’daki Şehit Süleymani Araştırma Merkezi Salonu’nda düzenlenen 'İslami-İnsani Bilimler Araştırma ve Teknoloji' konulu beşinci kongrenin kapanış töreninde yaptığı konuşmada, araştırma haftasında gerçekleştirilen toplam programların, Araştırma Enstitüleri Birliği tarafından yapılan yaklaşık 100 bilimsel oturum, atölye çalışması ve yaygınlaştırma etkinlikleri ile tamamlandığını ifade etti.

İslami İlimler ve Kültür Araştırma Merkezi’nin öne çıkan programları

‏İslami İlimler ve Kültür Araştırma Merkezi’nin öne çıkan programlarını açıklayan Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Lekzayi şu ifadeleri kullandı:

‏ • İmam Sadık (a.s.) İslami İlimler Araştırma Merkezi iki oturumla,

‏ • Havza ve Üniversite Araştırma Merkezi üç oturumla,

‏ • İslami Kültür ve Değerler Araştırma Merkezi (Üniversitelerde Rehberlik Kurumu) on programla (bunlardan yedisi oturum, üçü atölye çalışması olarak),

‏ • İslami İlimler ve Kültür Araştırma Merkezi otuz altı programla (bunların otuz beşi oturum, biri ise kürsü olarak),

‏ • İslami Düşünce ve Kültür Araştırma Merkezi on üç programla (dokuzu oturum, dördü ise kürsü olarak),

‏ • Kur’an ve Hadis Araştırma Merkezi on altı programla (bunların tamamı oturum şeklinde),

‏ • İslam İlimleri Araştırma Enstitüsü (Meşhed Firdevsi Üniversitesi) on oturumla,

‏ • İslam İlimleri Bilgisayar Araştırmaları Merkezi (Nur) yedi oturumla katıldılar.

‏Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Lekzayi, İslami İlimler ve Kültür Araştırma Merkezi ile Uluslararası ve Bilimsel İşbirliği Merkezi tarafından düzenlenen yaklaşık yüz oturum gerçekleştirilerek, bu programların İslami - İnsani Bilimler temalı beşinci kongre kapsamında başarıyla uygulandığını belirtti.

İslami-İnsani Bilimler Alanında Beş Temel Unsurun Güçlendirilmesi

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Lekzayi, bu dönemin amacını açıklayarak şunları söyledi: “İslami İnsani Bilimler Kongresi’nin ana amacı, bu alanda birkaç temel unsuru güçlendirmektir. İlk unsur, bu bilimlerde İslami yaklaşımın güçlendirilmesi ile ilgilidir. Bu, iki açıdan önemlidir: İslami bilimlerin güçlendirilmesi ve İslami değerlerin ve temellerin daha belirgin hale getirilmesi.”

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Lekzayi diğer unsurlara değinerek şöyle devam etti: “İkinci unsur, bu iki alanın işlevsel hale getirilmesine yardımcı olmaktır; yani insani bilimler ve İslami Bilimler’in birleştiği bir alan oluşturulmalı ve bunlara İslami İnsani Bilimler denmelidir. Bu bilimler ve bilgiler temel aşamalardan stratejik ve uygulamalı aşamalara geçiş yapmalı böylece bu alandaki araştırmacıların, öğretim üyelerinin ve bilgi üreticilerinin çabalarının etkinliği kendini göstermelidir. Çünkü sistemin en büyük karşılaştığı zorluklardan biri bu etkinlik ve verimlilik sorunudur ve bizim de karşılaştığımız en büyük zorluk budur.”

İslami İlimler ve Kültür Araştırma Enstitüsü Başkanı, üçüncü unsurun yerelleştirme olduğunu belirterek “Başka bir ifadeyle araştırma konuları sistemin ve ilgili kurumların etkinliğini artırmak amacıyla yerelleştirilmelidir. Bu durumda etkinlik sağlanmış olur.” dedi. Dördüncü mesele olarak enstitünün hedeflediği eleştirel yaklaşımı ifade etti ve şunları ekledi: “İslam toplumuna dışarıdan aktarılan teorilere karşı eleştirel bir yaklaşım geliştirilmeli ve bu teorileri eleştirerek insanî-İslami teorilerin üretimi için uygun ortam yaratılmalıdır.”

Kur’an’ın önemini İslam İnkılabı Lideri’nin ifadeleriyle vurgulayan Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Lekzayi, şu şekilde devam etti: “Bir sonraki bileşen, İslam bilimlerinde Kur’an ve Masumların (a.s.) öğretilerine özen gösterilmesidir. İslam İnkılabı Lideri’nin ifade ettiği gibi bizim insan bilimlerimiz Kur’an temelli olmalıdır.”

Bu yıl özellikle direniş yönetimi ve onun araştırmalarla ilişkisi üzerinde durulduğunu ve farklı tartışmaların direniş yönetimi konusundaki seminerlerde ele alındığını belirtti. Bölgedeki mevcut koşullar göz önüne alındığında, beyan cihadına (cihad-i tebyin) büyük bir ihtiyaç duyulduğunu ifade ederek bu seminerlerin direniş yönetimi üzerine yoğunlaştığını sözlerine ekledi.