Wednesday 11 December 2024 - 15:53
Suriye meselesi, Amerika ve Siyonist rejimin ortak planlarının bir sonucudur / Direnişin etkisi genişleyecek ve Amerika bölgeden atılacaktır

Havza / İslam Devrimi lideri bugün sabah saatlerinde halkın farklı kesimlerinden binlerce kişiyle yaptığı görüşmede Suriye olaylarının farklı boyutlarını açıklayarak İran’ın Suriye'deki varlığının sebeplerine değindi. Ayetullah Hamaney Suriye olaylarından alınması gereken dersleri de açıklayarak: "Bu olaylar Amerikan-Siyonist bir planın ürünüdür ve direnişin kapsamı daha fazla güç ve motivasyon bularak zulme ve cinayetlere karşı, Allah’ın izniyle tüm bölgeyi saracaktır." dedi.

Havza Haber Ajansı'nın raporuna göre, İslam İnkılabı Rehberi Suriye'deki olaylarda komşu bir ülkenin açık rolüne işaret ederek şunları söyledi: "Ancak olayların planlayıcısı ve asıl komuta odasının Amerika ve Siyonist rejim olduğuna dair birçok delil vardır."

Devrim Lideri, Siyonistlerin ve Amerikalıların Suriye’deki son olaylarla ilgili tutumlarını bu delillerden biri olarak değerlendirdi ve şunları ekledi: “Eğer onlar Suriye olaylarının planlayıcısı değillerse neden diğer ülkelerin aksine sessiz kalmadılar ve yüzlerce altyapı merkezi, havaalanı, araştırma merkezi, bilim adamı yetiştiren merkezler ve Suriye’nin diğer noktalarına hava saldırıları düzenleyerek fiilen olaylara müdahale ettiler?”

İslam İnkılabı Rehberi, Amerika’nın Suriye’deki 75 noktaya saldırı düzenleyeceğini duyurduğu ilk birkaç günün ardından şunları söyledi: “Siyonistler de yüzlerce noktayı hedef almanın yanı sıra Suriye topraklarını işgal edip tanklarını Şam’a kadar getirdiler. Amerika çok daha küçük sınır olaylarında bile büyük hassasiyet gösterdiği halde burada sadece sessiz kalmakla kalmamış, aynı zamanda yardım da etmiştir. Bu gerçekler onların Suriye olaylarında parmağı olmadığını mı gösteriyor?”

Ayetullah Seyyid Ali Hamaney, Amerika ve Siyonist rejiminin Suriye olaylarına müdahalesine dair bir diğer delili açıklarken şunları söyledi: “Son günlerde özellikle Zeynebiyye bölgesindeki halka bazı yardımlar ve malzemelerin gönderilmesi planlanıyordu ancak Siyonistler tüm kara yollarını kapatarak, Amerikan ve Siyonist uçakları ise geniş çaplı uçuşlarla bu yardımların havadan gönderilmesine engel oldular. Eğer onlar bu olayların sahibi değillerse ve Suriye’ye karşı savaşan bir terörist grup ya da silahlı grup arkasında duruyorlarsa, o zaman neden Suriye halkına yardım gönderilmesini engellediler?”

Devrim lideri, kuzey ve güneyden Suriye topraklarını işgal etmeye çalışan saldırganların farklı hedefleri olduğunu belirtti ve şöyle devam etti: “Bu bağlamda Amerika kendi yerini sağlamlaştırmayı hedefliyor ancak zaman gösterecek ki hiçbiri amacına ulaşamayacak ve kuşkusuz işgal edilen Suriye toprakları, Suriyeli yiğit gençler tarafından özgürleştirilecektir."

Bölgedeki gelecekteki gelişmeleri çizerken, Amerika’nın, Allah’ın izniyle direniş cephesi tarafından bölgeden atılacağını vurgulayan İmam Hamaney şöyle dedi: “Emperyalizm yanlısı güçler, Suriye’nin direnişi savunan hükümetinin düşmesinin ardından direniş cephesinin zayıfladığını düşünüyorlar ama yanılıyorlar; çünkü direniş ve direniş cephesinin ne olduğunu doğru bir şekilde anlamıyorlar.”

İslam İnkılabı Rehberi, direnişi kırılabilir ve yıkılabilir bir donanım değil bir inanç, düşünce, ideolojik bir okul ve kalpten gelen bir kararlılık olarak tanımladı ve şöyle devam etti: “Bu nedenle direniş baskılara karşı daha da güçlenir ve onunla özdeşleşen bireylerin ve unsurların motivasyonu kötülükleri gördükçe daha da artar ve kapsamı genişler.”

Devrim Lideri, son 14 aylık baskılara karşı direniş gösteren Hizbullah, Hamas, İslami Cihad ve diğer Filistinli güçlerin daha da güçlenmesini, bu gerçeğin bir göstergesi olarak değerlendirdi ve şunları ekledi: “Zorluklar ve Sayın Hasan Nasrallah’ın kaybı büyük bir acıydı ancak Hizbullah’ın gücü ve yumruğu daha da sağlamlaştı ve düşman bu gerçeği gördükçe ateşkes talep etti.”

Devrim lideri, siyonist rejimin Gazze’deki eşsiz zulmünü ve Yahya Sinvar gibi önemli şahsiyetlerin şehadetini hatırlatarak şunları söyledi: “Düşman, Gazze halkının bombardımanlar altında Hamas’a karşı isyan edeceğini düşündü ancak tam tersi oldu ve halk Hamas, İslami Cihad ve diğer Filistinli mücahit gruplarını daha fazla desteklemeye başladı.

İslam İnkılabı Rehberi, direnişin tüm bölgeye yayılmasının düşmanların baskı ve zulmünün kesin bir sonucu olacağını vurgulayarak şunları söyledi: “Bu olayların İran’ın zayıflamasına neden olduğunu düşünen bilgisiz ve cahil analizciye şunu söyleyeyim: İran güçlü ve kudretlidir ve daha da güçlü olacaktır.”

Devrim Lideri, direnişi halkların iman ve inançlarının derin bir gerçeği olarak tanımladı ve şöyle devam etti: “Direniş, Amerika ve diğer her türlü egemene karşı durmak, Amerika’nın bağlılığını ve hizmetini reddetmek, halklar için çok önemli bir inançtır ve bu inanç, son aylarda bölge halklarının ve dünya halklarının Filistin’e olan güçlü desteği ve Siyonistlere duyulan nefreti körüklemiştir.”

Ayetullah Seyyid Ali Hamaney, Filistin’in işgalinin üzerinden 75 yıldan fazla bir süre geçtiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Bu mesele bu kadar uzun sürede unutulmuş olmalıydı ancak bugün Filistin halkının ve bölge halklarının Filistin davası için gösterdiği direniş bu toprakların işgali zamanından on kat daha fazladır ve halkların direnişe olan ortak inancı, bu ateşi daha da körüklemiştir.”

İslam İnkılabı Rehberi, Siyonist rejimle işbirliğini halkların kırmızı çizgisi olarak tanımladı ve şunları söyledi: “Siyonistler ve işbirlikçileri bilsinler ki ilahi bir yasa gereği zulüm zafer getirmez ve bugün bu ilahi yasa ve tarihsel deneyim Gazze, Ürdün Nehri’nin Batı Yakası ve Lübnan’da tekrar edilmektedir.”

Devrim Lideri, İran’ın Suriye’deki varlığına geçmiş yıllarda değinerek şunları söyledi: “Gençlerin çoğunun farkında olmadığı önemli bir nokta şudur: "Biz Suriye hükümetine yardımda bulunmadan önce, yani savunma savaşımızın kritik döneminde herkes Saddam’ın lehine ve bizim aleyhimize çalışırken Suriye hükümeti İran’a hayati bir yardımda bulunarak büyük ve belirleyici bir adım atmış ve Irak’tan Akdeniz’e giden petrol boru hattını keserek Saddam’ı bu gelirden mahrum bırakmıştır.”

İslam İnkılabı Rehberi, bazı İranlı gençlerin ve komutanlarının Suriye ve Irak’ta bulunmalarının diğer bir sebebini ise IŞİD fitnesine karşı mücadele olarak gösterdi ve şunları ekledi: “IŞİD, bir güvenlik bombasıydı ve amaçları Suriye, Irak’ı istikrarsızlaştırmak, ardından İran’a geçerek ülkemizi de güvenliksiz hale getirmekti.”

Devrim Lideri, İran’a yönelik güvenlik tehdidinin önlenmesinin İslam Cumhuriyeti’nin IŞİD’e karşı mücadelesinin önemli bir nedeni olduğunu belirterek şunları söyledi: “Yetkililerimiz, DAİŞ’e karşı durulmazsa, güvenliğin tüm İran’ı saracağını çok geçmeden fark ettiler; bunun örneklerini halk Meclis saldırısı, Şahçerağ türbesi ve Kerbela’daki terörist olaylarında gördü.”

Devrim lideri, Emir el-Müminin’in “Düşman evinize gelmeden durdurulmalı, çünkü evinde düşmanla çatışan bir millet zillete uğrar.” sözünü hatırlatarak şunları ekledi: “İşte bu yüzden bizim güçlerimiz Şehit General Süleymani ve onun arkadaşları, Irak ve Suriye’ye giderek bu ülkelerin gençlerini örgütleyip silahlandırarak IŞİD’e karşı durdular ve onların belini kırdılar.”

İslam İnkılabı Rehberi, IŞİD’in Kerbela, Necef, Kazimiyye ve Şam’daki kutsal mekanları tahrip etme amacına ve Samarra’daki türbenin kubbesini yıkmalarına atıfta bulunarak şunları söyledi: “Kutsal mekanlara karşı düşmanlıkları karşısında imanlı, yiğit ve Ehlibeyt’e sevgi duyan gençlerin onlara müdahale etmeyeceği ve kayıtsız kalmayacağı belliydi.”

Devrim Lideri, İslam Cumhuriyeti’nin Suriye ve Irak’taki askeri varlığını “danışmanlık” olarak tanımlayarak bunun merkezi karargahların kurulması, strateji ve taktiklerin belirlenmesi, gerektiğinde savaş alanına katılım ve en önemlisi o bölgenin gençlerini seferber etmek olduğunu belirtti ve ekledi: “Bizim Suriye ve Irak’taki varlığımız onların orduları yerine ordu ve kuvvet göndererek savaşmaya gitmek değildi; çünkü bu ne mantıklıdır ne de halkın bunu kabul etmesi beklenirdi.”

Devrim lideri, o dönemde Suriye’ye gitmek için heyecanlı ve sabırsız şekilde başvuran gençler ve gönüllülerden söz ederek şunları söyledi: “Bizim o bölgedeki varlığımızın büyük kısmı danışmanlık şeklindeydi ve yalnızca çok az sayıda ve gerekli durumlarda gönüllü ve seferber güçlerimiz savaş alanına katıldılar.”

İslam İnkılabı Rehberi, Şehit Süleymani’nin IŞİD’e karşı mücadele için Suriye’de birkaç bin kişilik bir genç grubunu eğitip örgütlemesinin o kahraman generalin önemli başarılarından biri olduğunu belirtti ve birkaç yıl sonra Suriye askeri yetkililerinin kararıyla bu grubun feshedilmesinden üzüntü duyduğunu ifade etti. Şunları ekledi: “IŞİD fitnesi söndükten sonra askerlerimiz çoğunlukla Suriye’den geri döndü.”

Devrim Lideri, asıl savaşın Suriye ordusu tarafından yapılması gerektiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Orduya ek olarak diğer ülkelerden gelen seferber güçleri savaşabilir ancak ordu zayıf ve kararsız davranırsa seferber güçlerin bir şey yapması mümkün olmaz ki ne yazık ki bu durum Suriye’de yaşandı.”

Devamında şunları ekledi: “Ancak herhangi bir yerde bulunmak için o ülkenin hükümetiyle işbirliği ve onay gereklidir; tıpkı Irak ve Suriye’de hükümetlerin talepleri doğrultusunda orada bulunduğumuz gibi. Eğer talepleri olmazsa yol kapanır ve yardım etmek mümkün olmaz.”

İslam İnkılabı Rehberi, Suriye’nin mevcut durumu ve sıkıntılarının, Suriye ordusunun gösterdiği zayıflık ve direniş ruhundaki azalma sonucu ortaya çıktığını belirtti.

Devrim Lideri, Suriye ordusunun zayıflığını İran Silahlı Kuvvetleri’nin üst düzey yetkililerinin yüksek moralini ve savaş alanında bulunma ve direnişe yardımcı olma konusundaki kararlı istekleriyle karşılaştırarak şunları söyledi: “Bugün İran halkı, ordusu ve Devrim Muhafızlarıyla gurur duymakta ve övünmektedir. Ancak Şah dönemi sırasında ordu o kadar zayıftı ki dış saldırılara karşı direnemedi ve İkinci Dünya Savaşı’nda düşman, Tahran’a kadar ilerleyip şehri işgal etti.”

İslam İnkılabı Rehberi, Suriye olayları ve direniş cephesiyle ilgili birkaç nokta belirterek şunları ifade etti: “Herkes şunu bilmelidir ki bu olaylar böyle kalmayacak; bir grup gelip Şam’da halkın evlerine saldırıp, Siyonist rejim de bombardıman, top ve tanklarla ilerleyemez.”

Devrim Lideri şunları vurguladı: “Kesinlikle Suriye’nin yiğit gençleri ayağa kalkacak ve direniş göstererek hatta kayıplar vererek bu durumu aşacaklar, tıpkı Irak’ın yiğit gençlerinin Amerika’nın işgali sonrasında Şehit Komutanımızın yardımı, organizasyonu ve komutanlığı altında düşmanı evlerinden ve sokaklarından temizlemeyi başardıkları gibi. Bu iş Suriye’de biraz daha zaman alabilir, ancak sonuç kesinlikle garanti olacaktır.”

İslam İnkılabı Rehberi, Suriye olaylarından çıkarılacak dersleri ve uyarıları sorumlular ve halk için şu şekilde açıkladı: “İlk ders düşmandan uyanık olmak ve ona karşı dikkatli olmaktır. Suriye’de düşman hızla hareket etti ancak onlar önceden bunu öngörüp engellemeliydiler; tıpkı istihbarat birimimiz tarafından birkaç ay önceden Suriye yetkililerine verilen uyarı raporları gibi.”

Devrim Lideri, düşmana karşı dikkatli olunması gerektiğini, onu küçümsememek ve gülümsemesine güvenmemek gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Bazen düşman gülümseyerek ve hoş bir üslupla konuşur, ancak sırtında bir hançer taşır ve fırsatını bulduğunda darbeyi vurmak için bekler.”

İslam İnkılabı Rehberi, zaferin ve yenilginin kişisel ve ulusal seviyede hayatın gerçeği olduğunu ifade etti ve şunları söyledi: Önemli olan zafer anlarında gururlanmamaktır, çünkü gurur cehalet getirir; yenilgilerde de pasif ve umutsuz olmamaktır. Direniş cephesi de ne zaferde gururlanır ne de başarısızlıkta pasif olur.”

Devrim Lideri, 46 yıl boyunca birçok büyük ve zor olayı geride bıraktıklarını belirterek şunları ekledi: "Bir zamanlar Saddam’ın uçakları Tahran havaalanını bombalar ve halk arasında korku yaratırdı ancak tüm bu acı verici olaylara rağmen İslam Cumhuriyeti bir an bile pasifleşmedi.”

Devrim Lideri, bazen pasifliğin olayın kendisinden daha tehlikeli olduğunu belirterek şunları söyledi: “Müminin pasifleşmemesi ve ‘yapabileceğim bir şey yok, teslim olmalıyım’ gibi bir duyguya kapılmaması gerekir. Zaferlerde de Kur’an şükretmeyi, eksikliklerden dolayı tövbe etmeyi ve gururdan sakınmayı tavsiye eder. Bu nedenle başarı ve ilerlemede gurur zehirdir, eksiklik ve zorluklarda ise pasiflik zehirdir ve her ikisine karşı da dikkatli olmalıyız.”

İslam İnkılabı Rehberi, halkı umutsuzluğa sevk etmeye çalışan bazılarına değinerek şunları söyledi: “Bazı kişiler yurt dışında ve Farsça yayın yapan medya aracılığıyla bunu yapıyorlar; onlarla farklı bir şekilde mücadele edilmesi gerekir. Ancak içeride kimse böyle bir şey yapmamalıdır; eğer biri analiz veya söyleminde halkı umutsuzluğa düşürmeye çalışıyorsa bu suçtur ve buna müdahale edilmelidir.”

Devrim Lideri son olarak İran halkının görev için hazır olduklarını vurgulayarak Allah’ın yardımıyla bu bölgedeki Siyonizm ve kötü niyetli Batılı unsurların köklerinin kazınacağına inandığını ifade etti.

Tags

Your Comment

You are replying to: .