Friday 13 September 2024 - 17:34
Ayetullah Arafî'den bazı komşu ülkelere uyarı: İran’ın kırmızı çizgilerine girmeyin

Havza / Ayetullah Ârâfi: “Politika temelimiz etkileşim, iş birliği ve tek kutupluluğu kırmak ve yeni kutuplar üretmektir; ancak bazı ülkeler, özellikle Rusya, üç ada ve Zengezur koridorunun siyasi kırmızı çizgimiz olduğunu bilmelidir.”

Ayetullah Ali Rıza Ârâfi, 23 Eylül 2024 tarihinde Kum’daki Kudüs Camisinde gerçekleştirilen Cuma hutbesinde üniversitelerin, okulların ve ilahiyat okullarının yeni eğitim yılına başlamasına atıfta bulunarak “Yeni neslin yetiştirilmesine yönelik çabalar, mevcut birçok tehdit ve gereklilik göz önünde bulundurulduğunda ailelerin, okulların, akademisyenlerin, ilahiyatçıların, medyanın ve sosyal medyada aktif olanların sorumluluğundadır.” dedi.

Ayetullah Ârâfi, eğitim ve öğretim alanındaki tüm unsurların yeni nesil ve genç topluma dikkat etmeleri ve bu dönemin eğitim gerekliliklerini göz önünde bulundurmaları gerektiğini belirterek “Bu sorumluluk, yeni eğitim yılının başlangıcıyla birlikte özel olarak başlıyor.” dedi.

Kum Cuma İmamı bilimsel ve teknolojik gelişimin hızlı bir şekilde devam etmesi gerektiğini ekledi: “Bilimsel gelişimimizde inişler ve çıkışlar yaşadık ancak tehditlere ve yaptırımlara rağmen İran’ın gelişimi olumlu bir şekilde devam ediyor.”

Ayetullah Ârâfi bilimsel hareketin hızla devam etmesi gerektiğini vurguladı ve “Üniversiteler ve bilim merkezleri, bilgi sınırlarında ve bilim zirvelerinde hızla hareket etmelidir. İran ve İranlı yetenekler son derece müstesna olarak öne çıkmaktadır. Genç nesil ve bilim camiası, bilimsel ilerlemede hızlanmayı en önemli öncelikleri haline getirmelidir.” şeklinde konuştu.

Kum Cuma İmamı günümüz neslinin devrim ilkeleri, sosyal ve siyasi sorumluluk doğrultusunda eğitilmesi gerektiğini vurgulayarak şöyle dedi: “Yeni nesil İslam, İslam Devrimi, devrim tarihi, kutsal savunma dönemi ve İslam Devrimi’nin yüce değerleriyle tanışmalı. Toplumun ve günümüz neslinin bu tarihi, medeniyet ve derin İslam ile İran kimliğine kök salması için zemin hazırlamak herkesin görevidir.”

İlim havzaları yöneticisi, tarihi kimliğin güçlendirilmesi gerektiğini hatırlatarak “Üst düzey yeteneklerin cezbedilmesi, korunması ve onların ülkeye bağlılıklarının sürdürülmesi gerekmektedir.” dedi.

Nitelikli bireylere tavsiye: Ülkede kalın ve sabırlı olun

Ayetullah Ârâfi, nitelikli bireylere hitaben şöyle dedi: “Bu nitelikli bireyler, İslam Devrimi ve savunma döneminde bilimsel destanlar yarattılar. Bugün İran yeni bir bilimsel ve teknik uyanış yaşamaktadır. Nitelikli bireyler ülkede kalmalı ve sabırlı olmalı, bu onurlu yolu kat etmeliler. Sorumlu kurumların da bu alanda büyük bir yükümlülüğü vardır.”

Ayetullah Arâfi, eğitim ve araştırmanın toplumun hizmetinde olması, sanayi ve sosyal sorunları çözmesi gerektiğini şöyle belirtti: “Üniversitelerin bilimsel hareketi sanayiye, topluma, büyüme ve gelişmeye hizmet etmelidir. Tüm ilim havzaları ve üniversiteler halkın hizmetkarları ve halkın işlerini kolaylaştıranlar olmalıdır. Devlet adamları ve yetkililer, bilimsel kurumların desteklenmesi ve bilimsel ilerlemenin önceliklendirilmesi gerektiğini göz önünde bulundurmalıdır.”

Kutsal savunma dönemi yeni bir direniş modeli oluşturdu

Savunma dönemini anarak 200 bin şehidi yad eden Ayetullah Arâfi şöyle dedi: “İran milleti savunma döneminde bir doktrin oluşturdu ve büyük güçlere karşı nasıl zafer kazanılabileceğine dair bir model gösterdi. Bu unutulmaz bir durumdur.”

Kum Cuma İmamı “Bir direniş kültürü ve yeni bir savaş, cesaret ve direniş modeli kutsal savunma döneminde oluşturuldu. Mânevi, ahlaki, fedakarlık ve birçok erdem kültürü kutsal savunma cephelerinde tezahür etti ve İslam ortaya çıktı; ahlak da hayata geçirildi.” şeklinde konuştu.

“Savunma dönemi, askeri sanayilerimizdeki dönüşümün ve bilimsel ve teknolojik gelişimimizin temelini oluşturdu. Kutsal savunma dönemi, silahlı kuvvetlerimizin ve bilim insanlarımızın sahaya çıkması için bir zemin oldu ve ülkemiz bölgesel ve uluslararası bir askeri ve güvenlik gücü haline geldi.”

Kum Cuma İmamı “İmam Humeyni (ra)’ın buyurduğu gibi savunma dönemi bir model yarattı ve bir dalga oluşturdu; bu dalga bölgeye ve dünyaya yayıldı. Dünyadaki özgür insanlar Amerika ve dünya zorbalıklarına karşı durmanın mümkün olduğunu anladı. Dünya şunu bilmeli ki bugün de İran milleti ve gençlerimiz kutsal savunma dönemindeki zorbalara karşı duracaklar ve Allah’ın izniyle zafer kazanacaklar.”

Ayetullah Arâfi: “Filistin ve Gazze İslam dünyasının meselesidir. Tüm İslam ülkeleri bilmelidir ki eğer geri adım atarlarsa Gazze’de gördükleri bu zalimlik ve kan dökme durumu onları da bekliyor olacak. Ya teslim olmalısınız ya da yok olmalısınız. Filistin ve Gazze, dünya sömürgecileri arasında merhamet olmadığını göstermiştir.”

Ayetullah Arâfi sözlerine şöyle devam etti: “İslam ümmetinin harekete geçmesi gerekmektedir. Direniş ayakta kalacak ve ilerleyecektir; ancak İslam ülkelerinin liderleri ve Arap dünyası bilmelidir ki kendileri için kötü bir utanç satın alıyorlar. Gözleriniz bu kadar zulmü görüyor ama sessiz kalıyorsunuz; bu büyük bir skandaldır.”

Ayetullah Ârâfi şöyle devam etti: “Türkiye ile iyi ilişkilerimiz var ve tüm komşularımızla iyi ilişkiler kurmayı memnuniyetle karşılıyoruz. Sayın Erdoğan, İslam ülkelerinin harekete geçmesinin uygun olduğunu söyledi. Sayın Erdoğan ve diğer bölge yöneticileri bilmelidir ki, bu alanda ilk adım İsrail’in kendi ülkelerindeki büyükelçiliklerini kapatmak ve ilişkileri kesmektir; bu konuda sadece söz vermekle yetinmemeliler ve uluslararası arenada birlikte hareket etmelidirler.”

Kum Cuma İmamı: “Siz sessiz kalıyorsunuz ama bazıları perde arkasında bıçak saplıyor. İslam ümmeti bunu kabul etmiyor ve bugün Müslüman milletler farkındalığa sahiptir. İsrail kuşatma altında olduğunu bilmelidir ve bu kuşatma devam edecektir; Resulullah’ın (s.a.v) ordusu, direnişin merkezi ve İslam dünyasının özgür insanları sizi yok edecektir.”

Ayetullah Ârâfi şöyle dedi: “İran kapsamlı, stratejik ve akıllıca bir yaklaşım ile dengeleri değiştirmektedir ve bu yol devam edecektir; her gün Siyonist rejimin zulümlerinden intikam almaktadır ve sert intikam da zamanında ve akıllıca alınacaktır.”

İslam Cumhuriyeti’nin dış politikası tek kutupluluğu kırmaktır

Kum Cuma İmamı şöyle ekledi: “İslam Cumhuriyeti’nin dış politikası, dünyada tek kutupluluğu kırmak ve yeni siyasi, ekonomik ve güvenlik kutupları oluşturmaktır; BRICS ve Şanghay anlaşmaları da yeni güç kutuplarını pekiştirmek için yapılmıştır. Şehit Reisi’nin hükümeti bu konuda büyük adımlar atmıştır ve bu hükümet de bu yolu, liderimizin rehberliğiyle sürdürmelidir.”

Ayetullah Ârâfi şöyle ekledi: “Politika temelimiz iş birliği, etkileşim ve tek kutupluluğu kırmak ve yeni kutuplar üretmektir; ancak bazı ülkeler, özellikle Rusya, üç ada ve Zengezur koridorunun siyasi kırmızı çizgimiz olduğunu bilmelidir. Biz siyasi, devrimci ve ulusal menfaatlerimizde kararlıyız ve dostlarımızdan beklediğimiz şey, kırmızı çizgilerimize girmemeleri ve son derece dikkatli olmalarıdır. Komşularımıza da yabancılara kapılarını açarak ülkemize girme olasılığı sağlamamalarını tavsiye ediyoruz.”

Ayetullah Ârâfi Ayetullah Mahfuzi’nin vefatından dolayı başsağlığı dileyerek şöyle dedi: “Ayetullah Mahfuzi ahlak, ilim ve insani erdemlere sahip mücahit ve fedakar bir şahsiyetti. Başlangıçtan itibaren İmam Humeyni (r.a)’nin hareketinin ve inkilabın yüce liderinin yanında yer aldı.

Ayetullah Ârâfi, ilk hutbesinde ibadetlerin birçok kategorisi olduğunu belirterek şunları söyledi: “İbadet, bir sınıflandırmaya göre kölelerin, tüccarların, şükredenlerin, aşıkların ve ariflerin ibadetleri olarak ayrılmaktadır; başka bir sınıflandırmaya göre ise iki bölümde, teşri (kanuni) ve tekvin (varoluşsal) olarak ayrılmaktadır.”

Ayetullah Ârâfi şöyle ekledi: “Bu tür bir sınıflandırmaya göre, bize emredilen ibadetin yanı sıra evrensel bir ibadet vardır ki, bu da tüm evrenin Allah’ı ibadet etmesidir.”

Kum Cuma İmamı başka bir sınıflandırmaya göre ibadetin bireysel, toplumsal ve sosyal olarak üç bölüme ayrıldığını belirtti ve şunları ifade etti: “İbadetin temeli, Allah’ı tanımak ve ilahi tevhid anlayışına dayanmaktadır.”

İbadetin ruhunun Allah’a bakış açısı ve inancın derinleşmesi olduğunu söyleyerek “Kur’an’da ve Peygamber (s.a.v) ile Ehlibeyt (a.s)’in tefsirlerinde en güzel ve en kapsamlı tevhid teorisi ortaya konmuştur. Derin tevhidi Nehcül Belaga’da bulmak gerekir. İmam Ali’nin (a.s) 70’ten fazla mektup ve hutbesinde tevhid kelimesi tekrar edilmiştir.” dedi.

Ayetullah Ârâfi şunları söyledi: “Büyüklerimiz derdi ki eğer ahlaktan bahsetmek istiyorsanız tevhidden bahsedin; eğer tevhid ruhu varlığımızda derinleşirse, ardından ibadet, ahlaki erdemler ve bilgi gelir.”

Kum Cuma İmamı şöyle ifade etti: “Kul olma ve ibadet etme durumu geçici bir sıfat değildir; aksine gerçekliği bulmuş insanın derin ve özsel bir olgunluğudur. Eğer bir kimse gafletlerden çıkarsa, tevhid öz haline gelir ve tevhid ağacından ibadet, kulluk ve erdemler filizlenir.”

Tags

Your Comment

You are replying to: .
captcha