Sunday 22 December 2024 - 19:53
İslam İnkılabı Rehberi'nin kadın hakları konusunda sohbeti

Havza / İslam'da kadın cinsiyeti veya erkek cinsiyeti değil; insanın gelişimi önemlidir. Bir yerde erkekten söz edilirken, başka bir yerde kadından söz edilmektedir.

Havza Haber Ajansı'na göre, Müslüman kadınların en yüksek örneği olan Hz. Fatıma Zehra'nın (s.a) doğum günü vesilesiyle, İslam İnkilabı Rehberi Seyyid Ali Hamaney'in "İslam'da Kadının Yüce Yeri ve Batı ile İslam Toplumunun İlerleyişindeki Kadınların Eşsiz Rolü" konusu hakkında 1997 yılında yaptığı açıklamalardan bir kesit sunuyoruz:

İslam, insanlığın ilerlemesini desteklemektedir. İslam için kadın ve erkek arasında hiçbir fark yoktur. İslam'da kadın cinsiyeti veya erkek cinsiyeti değil; insanın gelişimi önemlidir. Bir yerde erkekten söz edilirken, başka bir yerde kadından söz edilmektedir. Bir vesileyle kadından övgüyle bahsedilirken, başka bir vesileyle erkekten bahsedilmektedir; çünkü her ikisi de insanlığın iki parçasıdır.

• Kadın ve Erkek Arasında İlahi ve İnsani Açıdan Fark Yoktur

İnsani ve ilahi yönleri açısından birbirlerinden hiçbir farkları yoktur. Bu nedenle Kur'an, iyi veya kötü insanlardan bahsederken kadından örnekler vermektedir: "Allah, küfredenlere Nuh'un karısını ve Lut'un karısını örnek olarak gösterdi." Mümin inananlardan bahsederken de "Firavun'un eşini" örnek vermektedir. Her iki durumda da kadın üzerinden doğru ve yanlış yolun tam örneği verilmektedir. Bazen de erkeklerden bahsetmektedir.

Kadınları savunmak için yapılan her hareketin ana unsuru, kadının iffetini korumak olmalıdır. Daha önce belirttiğim gibi, Batı'da bu noktaya dikkat edilmediği için -yani kadınların iffet meselesine önem verilmediği için - bu tür serbestliklere yol açıldı. Kadındaki iffet, onun başkaları nezdindeki saygınlığı ve şahsiyeti için bir araçtır; hatta tutkusuz ve serbest davranan erkeklerin gözünde bile.

Bu örtünme, mahrem ve namahrem ilişkileri, bakma ve bakmama meselesi, hepsi bu bağlamda iffet konusunun sağlıklı bir şekilde korunması içindir. İslam, kadınların iffet meselesine önem vermektedir.

Elbette erkeklerin iffetinin de önemi vardır. İffet sadece kadınlara özgü değildir; erkeklerin de iffetli olmaları gerekir. Ancak toplumda erkek, fiziksel gücü ve üstünlüğü nedeniyle kadına zulmedebileceğinden ve kadının isteklerine aykırı davranabileceğinden, kadınların iffetine daha fazla vurgu yapılmakta ve dikkat gösterilmektedir.

Batılılar kadınları erkeklerin zevki için istiyor

Batılı erkek egemenliğinin işaretlerinden biri de kadınların erkekler için arzu edilmesidir. Bu yüzden erkek lezzet alsın diye kadının makyaj yapmasını söylüyorlar! Bu erkek egemenliğidir, bu, kadınların özgürlüğü değildir. Bu, aslında erkeklerin özgürlüğüdür.
Erkeğin görsel zevk konusunda bile özgür olmasını istiyorlar. Bu nedenle kadınların tesettürden çıkmasını, erkeklerin önünde makyaj yapıp süslenmesini teşvik ediyorlar! Elbette Allah'ın dininden istifade etmeyen toplumlarda pek çok erkekte bu bencillik eski çağlardan beri vardı ve günümüzde de devam etmektedir. Batılılar da bunun en güzel örneğiydi.
Bir kadında iffet, bir kadının karakterini başkalarının gözünde, hatta şehvetli ve dizginsiz erkeklerin gözünde bile yüceltmenin ve onurlandırmanın bir yoludur. Bir kadının iffeti, onun saygı ve karakterinin kaynağıdır. Bu tesettür, mahrem, namahrem meselesi, bakmak ve bakmamak meselesi tamamen iffet meselesini güvende tutmak içindir.
Bugün bile dünyaya baktığınızda, Batı dünyasında, özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde kadınların sorunlarından birinin, erkeklerin kendi gücüne güvenerek kadınların iffetini ihlal etmeleri olduğunu göreceksiniz.

Her Altı Saniyede Bir Tecavüz

Resmi yetkililer tarafından yayımlanan istatistikleri gördüm. Biri ABD Adalet Bakanlığı’na, diğeri ise başka bir yetkiliye aitti. İstatistikler gerçekten korkunçtu. Amerika’da her altı saniyede bir tecavüz gerçekleşiyor! İffetin ne kadar önemli bir mesele olduğunu ve buna kayıtsız kalındığında durumun nereye vardığını görebiliyor musunuz?

Her altı saniyede bir tecavüz! Kadının rızası dışında, zorba, zalim, disiplinsiz ve iffet yoksunu bir erkeğin kadının iffetine saldırması ve tecavüz etmesi mümkün olabiliyor. İslam bunları göz önünde bulunduruyor. İslam’ın bu kadar önem verdiği tesettür meselesi de bu nedenledir. Dolayısıyla, iffeti koruma ve tesettür ile iffete önem verme meselesi de ayrı bir konudur.

Kadınların manevi ve ahlaki açıdan gelişimi düşüncesi, kadınlar arasında yaygın bir düşünce olmalıdır. Kadınların kendileri bu konu üzerinde daha fazla düşünmelidir. Kendileri, bilgiye, öğrenmeye ve yaşamın temel meselelerine yönelmelidir.

Batı’daki yanlış eğitim, bu ülkede tağut yönetimi döneminde kadınların gereksiz süslenmeye, gösterişe ve kendini gösterme arzusuna yönelmelerine neden oldu. Bu da erkek egemenliğinin bir göstergesidir. Bu nedenle, kadınların bilgiye, bilimsel çalışmalara, farkındalığa ve bilgi edinmeye yönelmesi çok ciddiye alınmalı ve önem verilmelidir.

Yanlış ve Zararlı Anlamda Özgürlük

Batı’da özgürlük sloganı altında sunulan şeylerin başında kadın özgürlüğü gelmektedir. Özgürlük geniş bir anlam içerir. Hem kölelikten kurtulmayı hem de ahlaktan özgürleşmeyi içerir. Çünkü ahlak da bir kısıtlamadır. Patronun kötü niyetli etkisinden kurtulmayı ve kadını daha düşük ücretle çalışmaya zorlamasından özgürleşmeyi kapsar; ayrıca kadını koca karşısında yükümlü kılan yasalarla özgürleşmeyi de içerir.

Özgürlük, tüm bu anlamlara gelebilir. Aynı zamanda, kadınla ilgili bu sloganlarda çeşitli talepler bulunmaktadır. Bunların bazıları birbirleriyle tamamen çelişkilidir. Peki, bu özgürlüğün anlamı nedir?

Maalesef Batı dünyasında özgürlük anlayışı genellikle yanlış ve zararlı bir anlam taşımaktadır . Yani ailevi kısıtlamalardan özgürleşme, erkeğin mutlak etkisinden kurtulma, hatta evlilik ve aile kurma ile çocuk yetiştirme kısıtlamalarından özgürleşmeyi de kapsar. Bu durum geçici cinsel arzularla karşı karşıya kalındığında ortaya çıkmaktadır ve doğru anlamda özgürlük değildir.

Görüyorsunuz ki, Batı dünyasında sıkça gündeme getirilen konulardan biri de kürtaj özgürlüğüdür. Bu, çok önemli bir meseledir ve görünüşte basit ve küçük gibi dursa da, derininde oldukça tehlikeli ve ağır sonuçlar barındırmaktadır. Bu, Batı'da sıkça dile getirilen bir araç, slogan ve taleptir; bu nedenle "kadınların özgürlük mücadelesi" denilmektedir.


Ailede Kadın ve Erkeğin Hakları ve Sorumlulukları

Kadın ve erkeğin aile ortamındaki ilahi doğası, kadın ve erkek arasında bir ilişki oluşturur ki bu ilişki, sevgi ve merhamet ilişkisidir: "Meveddet ve Rahmet."

Eğer bu ilişki değişirse, eğer erkek evde mülkiyet hissederse, eğer kadına istihdam ve sömürü gözüyle bakarsa, bu zulümdür; ne yazık ki birçok erkek bu zulmü yapmaktadır. Dışarıda da durum aynıdır.

Eğer kadın, ders çalışmak, çalışmak, gelir elde etmek veya dinlenmek için güvenli bir ortam bulamazsa, bu zulüm ve haksızlıktır. Bu zulme neden olan herkesle, İslam yasaları ve toplumu mücadele etmelidir. Eğer kadının doğru eğitim almasına ve bilgiye ulaşmasına izin verilmezse, bu zulümdür.

Eğer koşullar, aşırı iş yükü ve çeşitli işlerin baskısı yüzünden kadın ahlakına, dinine ve bilgisini geliştirmeye fırsat bulamazsa, bu zulümdür. Eğer kadın, kendi mülkünden bağımsız ve iradesiyle yararlanma imkânı bulamazsa, bu zulümdür.

Eğer kadına evlilikte bir eş dayatılırsa - yani kendisi eş seçme konusunda rol oynamazsa ve iradesi dikkate alınmazsa - bu zulümdür.

Eğer kadın, hem aile içinde yaşarken hem de kocasından ayrıldığında çocuğundan gerekli duygusal desteği alamazsa, bu zulümdür.

Eğer kadının bir yeteneği varsa - örneğin bilimsel bir yeteneği, icatlar ve keşifler yapma yeteneği, siyasi yeteneği veya sosyal işler yapma yeteneği varsa - ama bu yeteneklerin kullanılmasına izin verilmezse ve bu yetenekler gelişmezse, bu da zulümdür.

Toplumda çeşitli zulümler olabilir; bunların ortadan kaldırılması gerekir. Ancak aynı zamanda kadın ve erkeğin aile kurma konusundaki sorumluluklarına da önemle bakılmalıdır; çünkü kadın ve erkeğin mutluluğu buradadır.

Bazıları kadının eksikliğinin büyük ve gürültülü mesleklerde çalışmaması olduğunu düşünmektedir! Hayır; kadının sorunu bu değildir. Hatta büyük bir mesleği olan kadın bile güvenli bir aile ortamına, sevgi dolu bir koca ve güvenilir duygusal bir destek kaynağına ihtiyaç duyar; bu da kocasıdır. Kadının doğası ve duygusal ihtiyacı budur; bu ihtiyaç karşılanmalıdır.

22 Ekim 1997

Tags

Your Comment

You are replying to: .