Friday 20 December 2024 - 23:50
"Kadınların Mehdevi Toplumun Gerçekleşmesindeki Rolü" Konferansı

Havza / Hüccet'ül İslam Şerifani: "İslami kelimelerin gerçek anlamları ve manaları doğru bir şekilde anlaşılırsa dinin ve amaçlarının tanınmasında bazı kişiler için ortaya çıkan yanlış anlamalar ve karışıklıklar giderilecek ve dinin gerçek hedefleri anlaşılacaktır."

Havza Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre "Kadınların Mehdevi Toplumunun Gerçekleşmesindeki Rolü" konulu dördüncü eğitim atölyesi, Kur'an ve İtret Üniversitesi'nde Rehberlik Temsilciliği Araştırma Enstitüsü tarafından düzenlendi. "İmam Zaman'ın (a.s) Perde Arkasında Olduğu Dönemde Mehdevi Ailesi" konusunu Rehberlik Temsilciliği Araştırma Enstitüsü Başkanı tarafından Hüccet'ül İslam Muhammed Şerifani'nin sunumuyla çevrimiçi olarak İslami Azad üniversitenin bilim kurulu ve akademik personeli ve çalışanlarına özel olarak gerçekleştirildi.

Hüccet'ül İslam Şerifani, Mehdeviyet ile ilgili tartışmalarda "intizar" (bekleyiş) kelimesinin hem lügat hem de terim anlamını hatırlatarak, bekleyiş ve türevlerinin Mehdevi hadislerinde en önemli kelimelerden biri olduğunu ifade etti. Sözlüklerde "bekleyiş"in beklenti ve beklemek anlamına geldiğini belirtti. Ancak İslami kelimelerin gerçek anlamları ve manaları doğru bir şekilde anlaşılırsa, dinin ve amaçlarının tanınmasında ortaya çıkan yanlış anlamalar ve karışıklıklar giderilecek ve dinin gerçek hedefleri ve amaçları anlaşılacaktır.

Hüccet'ül İslam Şerifani, Şiilerin en üstün amellerinin bekleyiş olduğunu belirten rivayetlere atıfta bulunarak şöyle dedi: "Bekleyişin bir eylem olarak tanımlanmasının, bekleyişin doğasının hareket ve eylem olduğunu gösteriyor ve hareketsiz bir umut yanlıştır."

Dini edebiyat açısından masum imamların kalp eylemlerinin, sevgi, umut, bekleyiş, korku ve güven gibi insani davranışlarda ortaya çıktığını belirten Hüccet'ül İslam Şerifani, Nehcül Belaga'nın 160. hutbesinde "Her kim Allah'a umut bağlarsa, umudu onun davranışlarında kendini gösterir." ifadesini aktardı.

Hüccet'ül İslam Şerifani, "Ümmetimin en üstün cihadı bekleyiştir." hadisini anarak, bekleyişin ilk ön koşulunun bilgi olduğunu belirtti ve üç önemli noktayı vurguladı: "İlk olarak, bireysel ve toplumsal olarak bekleyenlerin potansiyellerini tanımak; ikinci olarak, bu potansiyellerin tam anlamıyla gerçekleşmesiyle elde edilecek arzu edilen ufku dikkate almak; üçüncü olarak ise o arzu edilen ufku gerçekleştirebilecek olanı tanımak; bu da semavi kurtarıcı ve Allah'ın yeryüzündeki halifesi olan İmam Mehdi'dir (a.s)."

İslami Azad Üniversitesi'nde Rehberlik Temsilcisi olan Hüccet'ül İslam Şerifani, bekleyiş kültürünü toplumda yaymak için gerekli dört önemli ön koşulu da sıraladı: "1.Doğru bir şekilde zuhura yönelim; ilimi çoğaltarak ve gafleti gidererek mevcut durumdan memnun olmamak. 2. Allah'ın vaadesi olan yüce zuhur zirvesine ulaşmak için umut beslemek yani arzu edilen ufka umut beslemek. 3. Hedefe ulaşmada acele etmemek; zira bekleyişin özünde tefekkür bulunmaktadır. 4. Bekleyiş amacıyla cihat çabası göstermek; zira İmam Zeynel Abidin'in (a.s) rivayetinde şöyle geçmektedir: 'Her dönemde en iyi insanlar, İmam Mehdi'nin (a.f) imametini kabul eden ve O'nu bekleyenlerdir; bu kişiler akıl ve bilgi sayesinde gaybı görüyormuş gibi algılarlar ve insanları açık ve gizli olarak Allah'ın dinine davet etmekle meşguldürler; onların bu işi Resulullah'ın (s.a.a.) önünde cihad olarak değerlendirilir. Onlar gerçek Şiiler ve samimi inananlardır. (Kemaluddin, cilt 1, s. 320)' "
Üniversite ve havza hocası olan Şerifani bekleyişin erdemini hadislerde en üstün işler ve Allah katında en sevimli ameller olarak tanımlayarak şöyle dedi: "Hadisler en üstün insanları İmam Zaman'ı (a.f.) gerçek anlamda bekleyenler olarak belirtilmekte ve bekleyiş, sabır ve dayanıklılık göstererek zor zamanlarda yaşanan sıkıntılara karşılık olarak, kıyamette Ehl-i Beyt (a.s) ile birlikte haşrolunma mükafatı ile ödüllendirilecektir."

Hüccetü'l İslam Şerifani, bekleyicilerin özellikleri üzerine yaptığı konuşmada, bekleyicilerin hangi seviyede beklediklerine bağlı olarak, yüksek ideallere sahip olma (küresel düşünme), tevhid merkezli olma, dünyadan ve dünya sevgisinden vazgeçme, şehitlik arzusu, velayet merkezli olma, sabırlı olma, göreve dikkat etme (Allah'ın rızasını kazanma) ve kahramanlık ruhuna sahip olma gibi güzel özellikler ve erdemler taşıdıklarını ifade etti. Son özellik ile ilgili olarak İmam Sadık'tan (a.s) şöyle bir rivayete değindi: "Her biriniz, Kaim'in çıkışı için hazırlanmalıdır; hatta bir ok hazırlmak kadar bile olsa..." Bu nedenle bekleyiciler her zaman cihad, şehitlik, kahramanlık, fedakarlık ve özveri için hazır bulunmuşlardır."

Kuran ve Hadis Tarih Çalışmaları Dergisi'nin sorumlu müdürü, bekleyişin hayata anlam katma, hayatı düzenleme ve bekleyenin kişiliğinde bir bütünlük oluşturma gibi etkilerini değerlendirerek, umut verme ve ıslah etmenin bekleyişin başlıca faydalarından biri olduğunu belirtti. Özellikle ıslah etme konusunda şunları söyledi: "Bekleyişin özünde mevcut duruma razı olmamak ve istenilen duruma ulaşmak için çaba sarf etmek, yani velayetin zuhuru yatmaktadır. Bu durum da 'ıslahat' gerçekleştirme mücadelesine yol açacaktır."
Ayrıca, gerçek bekleyicilerin İmam'ın perde arkasında olduğu dönemindeki görevlerini dokuz başlıkta sıralayabileceğimizi ekledi: "Birincisi: bilgi edinmek; ikincisi: imamın velayeti üzerine sebat göstermek; üçüncüsü: İmam Mehdi'yi (a.f) anmak ve O'nun için dua etmek; dördüncüsü: sürekli zuhur umudu taşımak; beşincisi: imamın zuhur ve kıyamı için hazırlıklı olmak; altıncısı: İmam Zaman'ı (a.f) ve Mehdevi hükümeti başkalarına tanıtmak; yedincisi: Şii birliği; sekizincisi: Şii âlimlerine (özellikle fakihler ve muhaddisler) başvurmak ve onlara uymak; dokuzuncusu: sosyal ve ahlaki ıslahatlar."

Her biri için dini metinlerde çok sayıda delil bulunduğunu belirten Hüccet'ül İslam Şerifani özellikle ilk görevle ilgili olarak İmam Sadık'tan (a.s) şu rivayeti aktardı:" 'İmâmını tanı; çünkü sen O'nu tanıdığın zaman bu işin (O'nun zuhurunun) öne geçmesi veya gecikmesi sana zarar vermez.' (Kafi, c.1, s.371) Yani senin esas görevin İmam Zaman'ını tanımak ve O'nun perde arkasında olduğu dönemde senden beklediği görevleri belirleyip bunlara uymaktır ki, zuhur anında da başarılı bir şekilde sınavdan geçebilesin. İmam'ın perde arkasında olduğu dönemde bilgi sahibi olmanın özel öneminden dolayı İmam Sadık (a.s), Zurare'ye şöyle tavsiyede bulundu: 'Eğer o zamanı idrak edersen, bu dua İmam'ın perde arkasında olduğu dönemin sınavlarında başarılı olmanı sağlar.' (Kafi, c.1, s.337) Bu duada Allah'tan kendisini tanıtmasını istiyoruz ki bu sayede Peygamber'i (s.a.a.) tanıyabilelim ve Peygamber'i (s.a.a) tanıdığımızda da İmam Zaman'ı tanıyabilelim ki İmam'ın bilgisi sayesinde sapkınlıktan korunabilelim. Görülüyor ki, imamlık peygamberliğin devamıdır ve peygamberlik de tevhidin devamıdır; bu üç ilke birbirine bağlıdır ve tek bir bütünü oluşturur."

Hüccet'ül İslam Şerifani sözlerinin sonunda İmam'ın perde arkasında olduğu dönemde ahlaka özel bir dikkat gösterilmesi gerektiğini, zira günümüzdeki ahlaki yozlaşmanın eşi benzeri görülmemiş bir şekilde yaygınlaştığını ve Ehlibeyt'e (a.s) duyulan özlemin ahlaki meseleleri gözetmeden yeterli olmayacağını vurguladı. Ayrıca zuhur için ahlaki bir zemin hazırlamanın gerekliliğini de belirterek şöyle dedi: "Görünüşe göre İmam Zaman (a.f), güvenilir hadis metinlerine dayanarak bizden yedi tür eğitimle ilgilenmemizi beklemektedir: 1. İnanç eğitimi, 2. İbadet eğitimi, 3. Bilim eğitimi, 4. Ahlak eğitimi, 5. Akıl eğitimi, 6. Sosyal eğitim, 7. Fiziksel eğitim, 8. Mesleki eğitim (bir meslek öğrenmek). Şüphesiz bu eğitimler aile ortamında ve aile üyelerinin görevlerinin yönetimi ile başlamaktadır; tıpkı bekleyişin gerçek anlamını bulmanın da aile üyeleri arasındaki ilişkilerde daha iyi anlaşılabilmesi gibi; örneğin ailenin hanımı kocasının işten dönmesini beklerken evi onun için hazırlar."

Tags

Your Comment

You are replying to: .